Nitelikli, bilgi içeriği yüksek, akademik ya da yorum içeren kapsamlı yazılar… Bu başlık altında kıymetli yazarların ve akademisyenlerin özel, kısa ya da uzun, alana özgü metinlerini bir arada bulabileceksiniz. Fihrist olarak idealist bir bakış açısıyla nitelikli metinler ortaya koyma arzusundayız. Dolayısıyla, bu başlık, sizler için geniş bir arşiv oluşturma niyetinin ürünü. Yararlanmanız dileğiyle…

Cihan Aktaş’ın “Aile Fotoğrafı” Adlı Öyküsünde Tüketilen Kadın

Yazar: Ezgi Eda

“olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum”

Fernando Pessoa

 

Hayatın  olağan akışında karşılaşılan bir dizi olumsuzluklar; insan duyguları üzerinde de olumsuz sonuçlar bırakırken; hayatın sürekli kendini yenileyen dinamiklerine yetişmekte güçlük çeken insan da kendini yorgun, çaresiz, mutsuz ve tükenmiş hissedebilmektedir. Freudenberger, tükenmişliği şöyle açıklar : “Başarısız  olma, yıpranma, aşırı yüklenme sonucu güç ve enerji kaybı veya karşılanamayan istekler sonucu bireyin iç kaynaklarında tükenme durumudur” (1974,  159).

Maslach, tarafından geliştirilmiş bir araç olan “Maslach Tükenmişlik Envanteri” (Maslach Burnoutlnventory) ile çalışmalar yapan araştırmacıların, tükenmişlik hissi yaşayan kişilerde gözlemledikleri ortak belirtilerden bazılarını, Cihan Aktaş’ın kaleme aldığı “Aile Fotoğrafı” adlı hikâyede sorumluluklarının bilinci altında kendini yeniden idealize etmeye çalışan, eşinden ayrılmış, bir çocuk sahibi dindar bir kadının toplumun tüm kabul ve koşullarına bağlı sürüklenmekte olduğu içsel buhranları eşliğinde görmekteyiz.

“Evlilikte sorun yaşama, sosyal ilişkilere mesafeli durma, kızgınlık, konsantrasyon güçlüğü, çok sık rüya görme, çökkün bir duygu durumu, başarısızlık hissi, yapılması gereken işleri erteleme, özgüven azalması, yoğun endişe hali, takdir edilmediği düşüncesi, işe gitmek istememe, her işe geç kalma, uyuşukluk hissi, güvensizlik duygusu, bitkin ve yorgun olma, kilo verme, alınganlık yaşama”  (Lenk, 2019). 

“Niye bu kadar çabuk bozuluyorum ki? Günden güne zayıflıyorum. Sözler bakışlar hep bir şeyler ima edermiş gibi” (Aktaş, 1999, 40 ).

Hikâyede hem boşanmış hem de kapalı bir kadın olmasından dolayı hissettiği psikolojik baskının da etkisiyle ötekileştiğini düşünen kadının, toplum içinde kendine yer açma çabasında karşılaştığı tüm zorluklar, onun enerji kaybı yaşamasına neden olmaktadır. Genel anlamda düşüncelerin, duyguların ve bedenin bir çöküş halinde olmasını nitelendiren bu tükenmişlik hali, hikâyenin ana karakterinde canlı olarak hissedilmektedir. “Kelimeler aklımda kalmıyor; unutuyorum, karıştırıyorum. Geç kalıyorum, uyukluyorum, alıştırmaları yapmıyorum; bazan da dalıp gidiyorum” (39). Kendi iç dünyasına ve kendine yabancılaşan kadının bir bitiş halinde olduğu açıktır.  “Salatasız sofra hazırlamazdım.[…] Geçenlerde annem, haydi eskiden olduğu gibi bir kazandibi yap, dedi; inanır mısın üşendim. […] Anneme bir şey için daha söz vermiştim ama neydi? Böyle unutkan oldum işte. En gerekli isimleri, yerleri, tarihleri unutuveriyorum” (44). Yaşadığı duygusal travmalarla duygusal çelişkilere düşen kadın, yaşamı boyunca önemli gördüğü ne varsa hepsini değersizleştirmektedir. “Çok basite almışız evliliği, aşkı, insanları, hayatı. Dantel perdeler, pembe koltuklar yetecekmiş gibi” (Aktaş, 1999, 44).

Otobüste karşılaştığı bir  adamın yüzünde gördüğü yaralar kadına kendi yarasını hatırlatmıştır. “Görünmeyen yaraları ne yapmalı? Boşandığımı herkesten gizliyorum” (Aktaş, 1999, 41). Boşanmak onun toplumda statü kaybına neden olacağını düşündüğü bir yarası haline gelmiş, boşandığını herkesten saklayarak muhafazakâr kimliğinin gölgesine sığınmıştır. Dini değer yargıları yüksek olan çevrelerce aile kurumunun önemi yüksek olduğu için çocuk sahibi bir kadının boşanmasına hoş gözle bakılmadığı düşüncesine hâkim olan kadın, özel ya da genel alanlarda dikkatleri üzerine çekmemek için, daha yoğun bir gayret sarf etmek zorunda kalmaktadır. Bu durumun ağırlığı altında ne yapması gerektiğini kavrayamayan kadın, içsel çöküntüleriyle hem kendisi hem de çocuğu için yaşamına devam etmek zorundadır fakat art arda gelen olumsuz durumlar buna fırsat vermemektedir. “Yeniden dava açmak için, yeni adresini bulma zorunluluğu var. Bazen boş vereyim diyorum. Bu nafaka davaları yüzünden öyle yoruluyorum ki, artırma davaları bir yük gibi üzerimde. İşten zor izin alıyorum” (Aktaş, 1999, 43).

Kadının olağanüstü  gayreti ve çabasına rağmen yalnızca göstermelik ilgiyle kendini ortaya koyan babanın sorumsuzluğu karşısında da tedirginlik yaşayan kadın, her defasında kendinden fedakârlık yapmaya mecbur bırakılmıştır. “Ayakkabıları sıkıyordu. Birkaç ay belki babası alır diye idare etsin dedim. […] sonunda dayanamayıp ben aldım […] Oğlunu lunaparka götüren, çarpışan arabalara bindiren ilgili baba. Servis parasını neden ödemiyorsun peki?” (Aktaş, 1999, 44).

Kadının içinde bulunduğu durum, hikâyenin kaleme alındığı iç monolog ve bilinç akışı teknikleri sayesinde daha da belirgin olmaktadır. Aile yaşamında, iş hayatında, sosyal düzende kendini var etmek isteyen kadın, boşanmanın vermiş olduğu içsel huzursuzlukla beraber, yaşadığı sosyo-psikolojik baskılar ekseninde, karşılaştığı zorluklar karşısında zamanla direncinin kırılması onu tekinsiz bir atmosfere sürüklemektedir. Hayattan keyif almayan, eski enerjisi olmayan kadın tüketilmektedir.

KAYNAKÇA

Aktaş, Cihan. Suya Düşen Dantel. İstanbul: Nehir Yayınları, 1999.

Freudenberger, H. J. “Staff Burn-Out”. Journal of Social Issues30/1(1974), 159-165.

Lenk, Furkan. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Tükenmişlik Düzeylerinin Karşılaştırılması. İstanbul: İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019. YÖK Ulusal Tez Merkezi.

Nitelikli, bilgi içeriği yüksek, akademik ya da yorum içeren kapsamlı yazılar… Bu başlık altında kıymetli yazarların ve akademisyenlerin özel, kısa ya da uzun, alana özgü metinlerini bir arada bulabileceksiniz. Fihrist olarak idealist bir bakış açısıyla nitelikli metinler ortaya koyma arzusundayız. Dolayısıyla, bu başlık, sizler için geniş bir arşiv oluşturma niyetinin ürünü. Yararlanmanız dileğiyle…

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol