Özgün Düşünce Dizisi

Özgün olan, kimliğini özgür doğasından alır.Özgün olan, özünün üzerine derin keşiflerde bulunan ve deneyimler arası çokça karşılaştırma ile ortaya çıkan farkındalığa ulaşandır. Elbette o farkındalık, elin ürüne değmesiyle, çokça üretimin hayata geçmesiyle ortaya çıkacaktır ve kişinin özgünlüğündeki temel aksı belirleyecektir. Yani kişi bolca konuşacak, dil dökecektir; eliyle işleyecek ve us, düşünecektir. Bir diğer ifadeyle, özgün olan, kendi usunda dinginliğe varandır.

Dolayısıyla bu dizi, özgür ve özgün ruhların düşünsel farklılıklarını vurguladıkları bir dizi olacaktır. Tarihin çeşitli dönemlerinden, klasiklerin ve çağdaş eserlerin birlikteliğinden bir zamansızlığı ya da zaman üstülüğü okuyucuya sunacaktır. Kısacası bu dizi, bir “liberal – libertarian” savunusu yapmaktan çok daha ötede, karşıtlıkların varlığını kabul edip, bu düşünsel çoğulculuğun yazın ortamını hazırlayacaktır. Zaten özgürlüğü kavram olarak eleştirenler bile, özgür düşünce platformlarından doğdukları gerçeğini göz önünde bulundurarak, varlıkları itibariyle özgür düşünceyi savunacaklardır. Ama bu dizi, bir savunu değil, savunmaların gerçekleştiği platformun kendisidir.

Özgün Düşünce Dizisi

Özgün olan, kimliğini özgür doğasından alır.Özgün olan, özünün üzerine derin keşiflerde bulunan ve deneyimler arası çokça karşılaştırma ile ortaya çıkan farkındalığa ulaşandır. Elbette o farkındalık, elin ürüne değmesiyle, çokça üretimin hayata geçmesiyle ortaya çıkacaktır ve kişinin özgünlüğündeki temel aksı belirleyecektir. Yani kişi bolca konuşacak, dil dökecektir; eliyle işleyecek ve us, düşünecektir. Bir diğer ifadeyle, özgün olan, kendi usunda dinginliğe varandır.

Dolayısıyla bu dizi, özgür ve özgün ruhların düşünsel farklılıklarını vurguladıkları bir dizi olacaktır. Tarihin çeşitli dönemlerinden, klasiklerin ve çağdaş eserlerin birlikteliğinden bir zamansızlığı ya da zaman üstülüğü okuyucuya sunacaktır. Kısacası bu dizi, bir “liberal – libertarian” savunusu yapmaktan çok daha ötede, karşıtlıkların varlığını kabul edip, bu düşünsel çoğulculuğun yazın ortamını hazırlayacaktır. Zaten özgürlüğü kavram olarak eleştirenler bile, özgür düşünce platformlarından doğdukları gerçeğini göz önünde bulundurarak, varlıkları itibariyle özgür düşünceyi savunacaklardır. Ama bu dizi, bir savunu değil, savunmaların gerçekleştiği platformun kendisidir.

Ayrıca şu vurguyu yapmak yerinde olacaktır: “Fihrist” bir dünya görüşü değil, dünyadır. Hedefi hakikat olarak belirlemiş olan Fihrist’in hedefi, tümel bütünlüğü bünyesinde barındıran soyut ve somut anlamda fiziğin kendisidir; metayı da kapsayan fiziğin kendisi… Dolayısıyla Fihrist bir kütüphanedir. Düzenli ve titiz işçiliğiyle daima daha nitelikli olanı vurgulayan bir kütüphanecidir kendisi… Elbette bu kütüphanenin varlığının sebebi, insanın özgür ve özgün olan doğasıdır.

Biyolojik olarak, doğanın birbirine bağımlılığı ve yine de özgünlüğünü korumak istercesine bir diğerinden kendini ayrıştırmasıdır. Sosyal insanın birbirine ihtiyacı ve yine büyük bir aşkla kendini bir diğerinden ayrıştırmasıdır.

Çeşitliliğe meyilimiz, doğamızda var. Doğalız ve yine de doğa üstüne uzanmaya meyilliyiz, “doğaüstü”nü doğanın bir parçası kılmaya istekliyiz. Yani, anlaşılmayanı anlamaya, gizemi çözmeye bağımlıyız. Büyük bir tutku ile bağımlı… Biyolojik anlamdaki idrak etme çabası, kavrama uğraşı daraltıcı bir eylem olmak zorun değil, genişleyerek büyüyebilir, daha nesnel olana bir adım ve bir adım daha atabilir. İşte böylece, despotik olmaktan ziyade, davet eden olur ve sorgulamalar ile hakikate küçük bir adım daha yaklaşabilir. 

Özgür ve özgün düşüncenin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çokluk ve çoğulculuk iyidir ama yeterli değildir. Özgür düşünce platformları olmadığı sürece, düşünsel karşıtlıkların birbirini besleme, geliştirme ve bir sonraki diyalektik mücadeleye aktarma ihtimalini söndürmektedir. Kısacası, insanlar olarak çokçayız, çokluğuz ve özgürüz. Özgür oluşumuz özgünlüğe çıkan kapımızdır ve işte böyle düşünsel düellolarda birbirimizi ispatlarız. Ve yine, işte böyle özgün düşünceler üretir, tarihin kütüphanesinde yan raftakiyle şavaşır, rüştümüzü ispatlarız. Ölürüz ve ürettiklerimizle ispatız. Yeniden doğar her kitapta, ispatlarız. Tarihin akışında dipnotlar kadarız. Yine de özgünüz, kimliğimiz var; ispattır bu işte, ispatız…

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol