Anglikan bir ailede, İkinci Dünya Savaşı’nın en yoğun çatışmalarının yaşandığı ve İttifak Devletleri’nin yavaş yavaş savaş sonrası dönemde dünyayı yönetmeye hazırlandığı 1944 yılında, İngiltere’nin doğu kıyısında yer alan Lincolnshire kentinde doğan ve 75 yıl sonra yine İngiltere’nin güney batısında yer alan Wiltshire kentinde gözlerini yuman Roger Vernon Scruton, 75 yıl gibi ortalama uzunlukta sayılabilecek bir insan ömrüne ortalamanın çok üzerinde başarılar katmıştır. Birleşik Krallık’ta şövalye olup “sör” sanını alması, Çekya, Polonya ve Macaristan’da liyakat nişanlarına layık görülmesi boşuna değildir.
Scruton, Cambridge’de devlet bursları ile sürdürdüğü yüksek öğrenimini, sanat ve imgelem üzerine bir tez yazarak yılında tamamlamış ve 1973 yılında doktor unvanını almıştır. Bununla birlikte, ’68 Olayları ile devrim yangınının en alazlı olduğu yerde, Paris’te karşılaşmış ve akranı olduğu pek çok düşünürün aksine, var olan düzeni yıkma tutkusunu içinde duymamış, onların yok etmek istediği değerlerin Avrupa’nın ilerlemesinin ürünü olduğu düşüncesiyle, deyim yerindeyse kendisini “savunmada” konumlandırmış ve tutucu bir politik duruş benimsemeye karar vermiştir.
Eserlerinden ilki olan “On Dört Günün Öfkesi” (Fortnight’s Anger) adlı romanı 1981 yılında yayımlamıştır. ‘80li yıllarda ortaya koyduğu bir başka yapıtı ise, büyük yankı uyandıran, “Yeni Sol Düşünürleri” (Thinkers of the New Left) olmuştur. 1985 yılında yayımladığı ve 2015 yılında “Soytarılar, Dolandırıcılar, Yaygaracılar: Yeni Sol Düşünürleri” (Fools, Frauds and Firebrands: Thinkers of the New Left) adı ile yeniden yayımlanan bu yapıt nedeniyle, çokça tepki almış hatta eleştiriyi aşan bir öfke ile karşılaşmıştır. Öyle ki, kitabı basan dünyaca ünlü yayınevi Longman, baskılara dayanamayarak, kitabı piyasadan toplatmıştır.
Kitap, yalnızca İngiltere’de değil, daha birçok Avrupa ülkesinde yasakla karşılaşmıştır. Yıllar içinde aykırı felsefi ve siyasi duruşundan geri adım atmayan Scruton, ses getiren yapıtını yeniden yayına hazırlarken, artık önemlerinin kalmadığını söylerek, Laing ile Bahro üzerine yazdığı bölümleri çıkarmış ve Hobsbawm, Lacan, Deleuze, Said, Badiou, ile Žižek’i kıyasıya yerdiği bölümler eklemiştir.
Lakin, siyaset felsefesi, yazarın üretken olduğu tek alan değildir. Estetik alanındaki sayılı çağdaş düşünürlerden olan yazar, The Aesthetics of Architecture (1979), The Classical Vernacular: Architectural Principles in an Age of Nihilism (1995), The Aesthetics of Music (1997), Understanding Music – Philosophy and Interpretation (2009), Beauty: A Very Short Introduction (2010), Music as an Art (2018) kitaplarını yazmıştır. Estetik, özyaşamöyküsü, siyasal düşünce ve kültür, kurgu, şiir, felsefe ve şarap konularında ellinin üzerinde yayın çıkaran yazar, Wagner üzerine de üç kitap kaleme almıştır.

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol