Prehistorik bakışların
Tek hücreli gölgelerin
Şeffaf sularında
Sallanan saçlarına beni anımsatırken Sonbahara senin adını verdim
Astığım tanıksız mısraların
Son faili olan gözlerine.
Çıkıp gelsem
İnceldikçe ıslık çalan
Rüzgâr dokunsa ruhuma Ve
Yağmur nöbetleri evcil bir hüznün
Son perdesinde seni anımsatsa
Onca bilinmezlik akacak
Özlem ırmaklarına.
– Sanat kavramına odaklandığınızda, zihninizde beliren ilk cümleler nelerdir?
–Sanat kavramını aslında bir satranç oyununa benzetebiliriz, halkın mutluluğu uğruna uğraş veren soylu sanatçılar gibi…
– Sanat kavramına bakışınız, eserlerinize yansıyor mu? Yoksa ürünleriniz, düşünsel olmaktan ziyade içsel ve anlık yansımalarınız mı?
-Bana göre sanatçı, ressam; halk ise betimlenen acılar, hüzünler, mutluluklardır. Sanatçının bunu en iyi şekilde ve sanatsal bir kaygıyla resmedebilmesi asli görevidir.
– Sanat adına neler gerçekleştirdiniz, neler gerçekleştirmek istersiniz? Gelecekte çıkarmak istediğiniz ürünler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
-Öncelikle kendi kalemimi bulmak için çok uğraş verdim. Bunu yaparken halkla bütünleşmek adına oturumlar düzenledim, şiirler okudum, güzele dair ne varsa kalbime işledim. Sonra kalemime yansıdı, tıpkı gökyüzünün gözlerin aynası oluşu gibi.
Özetle; Dargın ve kırılgan bir durakta bekleyenlerin haykırışları…
Merhaba, ben siyanürlü bir nisan akşamında Mardin’in Kızıltepe ilçesinde doğdum. Bölgedeki çoğu aile gibi biz de kalabalık bir aileyiz, ben de ailenin 7. çocuğuyum. Sanata ve edebiyata ilgim henüz çocuk yaşta babamın teypten dinlediği dengbej şarkılarıyla başladı. Birbirini takip eden yıllarda ise edebiyat hocalarımın teşvikiyle kendimi şiirde buldum. Belki bunda sesimin şiire yatkın olmasının da etkisi vardır. Birkaç şiir yarışmasına katıldım, iyi derecelere girdim; birkaç dergide şiirlerim yayımlandı. Ardından Eylül 2020’de İlon kitabımı bastırdım.