Gürkan Kadıoğlu, 17 Ağustos 1999 depremi sonucu ailesinin kısa süreliğine şehir değiştirmesiyle 7 Eylül 1999’da Trabzon’da doğdu. İlk ve orta eğitimini Yalova’da tamamladı, daha sonra lisans eğitimine Eskişehir’de Jeoloji Mühendisliği ile devam etti. Yalova gibi bir sahil kentinde büyümek, henüz ilk gençlik yıllarında içindeki sanat dürtüsünü harekete geçirdi. Edebiyattan ziyade “yazarak anlatmaya” karşı olan tutkusu, nihayetinde genç yaşta birçok türde yazınsal üretim yapmasını sağladı. 2017 sonrası üretimlerini daha da biçimlendirmeye ve çoğaltmaya başladı. Bunların yanı sıra aynı dönem, makale ve metin yazarlığında da çeşitli tecrübeler edinen yazar, 2018 yılında ilk kitap hazırlıklarına başladı. Bir tandan çalışmalarına çeşirli edebiyat araştırmalarını tabi tutarak distopya ve mizah üzerine kendi literatürünü hazırlamayı amaçladı, bir yandan da fantastik edebiyata dair okumalar yaptı. Nitekim 2019 yılında ilk kitabı olarak fantastik bir kurgusu yayımlandı. Bu dönem hem yazarlığı hem de mühendislik eğitimini bir arada sürdürmeye çalışan Gürkan Kadıoğlu, Gıda Mühendisliği’ni bırakarak Jeoloji Mühendisliği’ne geçiş yaptı. Halihazırda mühendislik eğitimine devam ederken yeni kitap hazırlıklarını da sürdürdü. Kara Edebiyat eserlerinde özellikle toplumsal sorunları metamorfik bir formda aktarmaya çalıştı. Kara Edebiyat’ın kaynağı olarak gördüğü ve temelinde on ayrı metafor yazdığı ikinci kitabı Hayalet, Sapiens Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Eserin inşası boyunca günümüz yaşamını komplike bir şekilde en içinden en dışına doğru Gösteri Dünyası olarak tanımlayan yazar, Kara Edebiyat’ın diğer eserinde de bu metaforu kullandı ve çalışmalarını tamamladı. Böylece 2021 yılında Kara Edebiyat eserlerini de noktalayan yazar, distopya-mizah-tarihsel bilimkurgu türündeki Pitsim Garı isimli kitabını yazmaya başladı. Kitap 2021 Haziran sonunda Fihrist Kitap tarafından yayımlandı. Bundan sonra yalnızca mizah ve distopya üzerine eser vermeyi amaçlayan Gürkan Kadıoğlu’nun son eseri ise 2022 Mart’ta Kırmızı Leylek Yayınları tarafından yayımlandı. Şimdiye dek geçirdiği tüm yazı serüveni boyunca, edebiyatı bir amaç değil araç olarak dördüğünü ifade eden yazar, önceliğine her zaman duygu aktarımını yerleştirdi. Yazı yazmayı edebiyata hizmet etmenin ötesinde, nezdinde daha kıymetli bir yerde konumlandırdı.