Konya’da doğdu.

2013 yılının Ağustos ayında ‘’Titreyen’’ adlı şiiri İnsancıl Dergisi’nde yayımlandı, ilk yayımlanan şiirin heyecan ve mutluluğu bambaşkaydı.

2015 yılının Mayıs ayında ‘’Uçurum’’ adlı öyküsü Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi’nde yayımlandı.

Sonraki yıllarda şiirleri, öyküleri, film yazıları ve düz yazılarıyla: Türk Edebiyatı, Lacivert Öykü Ve Şiir, Ekin Sanat, Fanus Sanat, Öykü Gazetesi, His Düşüm, Oggito Öykü, Gölge-e, Kirpi Edebiyat ve Düşün, Gece, Rüya, İşaret Kuşağı, Bi Konuşalım mı, Mucize Ruh, Yazı-Yorum, Matkap gibi çeşitli edebiyat dergilerinde ve internet mecralarında yer aldı.

2020 yılının Temmuz ayında ilk şiir kitabı ‘Düşlük’ Klaros Yayınları’ndan çıktı. Yıllardır yazdığı ve dergilerde yayımlanan şiirlerinden oluşan bu kitap, on yıldan fazlasının ürünüydü. Son yıllarda yazdığı şiirlerinden de kitaba koydu. Aşk, sevgi, hatıra, fotoğraf, yaşam, ölüm, deniz, Akdeniz, aile, çocukluk, mitoloji, semavi dinler, ayrılık, kırgınlık, kötülük, mevsim, yaşlanmak, bilinmezlik gibi daha sayılabilecek pek çok konuyu imgelerle, buluşlarla, şiirsel dil kaygısı ve yer yer sürrealist, yer yer sert-gerçekçi bir üslupla şiirlerinde verdi.

Ocak 2022’de ikinci şiir kitabı olan ‘’Kutsal Bahçe’’ Fihrist Kitap’tan çıktı. Bu kitabında özellikle içsel dünyanın sokaktaki izlerini şiirlerinin özüne yedirirken; yaşamında karşısına çıkan karakterlerin analizlerini, iyilik-kötülük, faşizm, hümanizm gibi önemli etkenlerle yapmaya çalıştı. Dil olarak yalınlığı tercih etti; yalınlığın etkileyiciliği ile, derin bir öz oluşturdu. Ayrıca melankoli konularını, yaşam ve ölüm ekseninde varoluş meselelerine değindi.

Yıllardır yazdığı öyküleri ve son yıllarda kaleme aldığı deniz anlatılarını ‘’Lotus ve Öyküler’’ adlı bir dosyada topladı.

Issız yıllara gömdüm
Hayalini çektiğim nefesine
Yeşile bakarken hayran hayran
Denizin dilleri
İmgeleri esir kentin
Gülüşleri yitip gittiğim her şeyin
Fotoğraflarını gömdüm ayaklarının değdiği kumlara
Tedirgin günler beliriyor kuytularda
Çekerken hayalini misinalar
Denizin, karanın ve teninin uzağında kalacağım

Ruh kovulganı esir kentin
Sis bekleyeni korsanların
Ölüm çığırtkanı mağaraların
Fırtına doğururken benliğim
Yalnızlığın tiradına yürüyorum

Şiirin ılıman bir iklimde narin bir işçiliğe tabi tutuluşu… Kerem Nadir Özcan kelimenin duru halleri ile sarmalıyor, öz ve yalınlığın kırılganlığında koca bir bina inşa ediyor. Evet, her seferinde yıkılıyor bu bina, her okuyuşta okuyucunun üzerine kalıyor bu tutkulu seda…

Bu yıkımlar üstü çokluğun çocuksu anlatısı, bir birikim halinde okuyanın zihninde yer ediniyor. Bu narin ifadeler ince bir sızı şeklinde tende ve ruhta dinleniyor, uzun bir dinlencenin ardına kuruluyor, kuruluyor…
ve yer ediniyor. 

e-kitap alımı için:

₺34,50 | özel fiyat |  48,65

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol