Bu Duygusal Bir Yazı Değildir! – Joe Cocker – River’s Rising

Dinleyenin zihnine çinko yığını düşüren bir ses bu, unutulacak gibi değil. Hani her ses, her söyleyiş tarzı bir acaba içerir, “acaba bu ses falan kişinin mi?” “şu falanca abi değil mi? Acaba…” Joe Cocker söz konusu olunca böyle ikilemlere düşmezsiniz. O kadar özgündür sesi, bu kadar özgündür sesinin kırılma yeri, söyleyiş biçimi tektir. Taklit edilemezdir. Zaten bu yüzden, çoğu şarkının bir kere de Joe Cocker versiyonunu dinlesek diyesi gelir insanın. Ömrünün tamamını müziğe adayıp, cover şarkılara kendi bestelerinden öncelik vermesi, buna rağmen koca bir üne kavuşabilmesi sesinin özgünlüğü nedeniyledir. Bir diğer sebep ise tutku dolu ifadesindedir.

İngiliz işçi sınıfından, şu bakışındaki doğallık… Joe Cocker!

Sahnede kendini yitiren, müziğe verdiğinde bedenine söz dinletemeyen biridir Joe Cocker. O kadar doğal ve samimi, bir o kadar yoğun hislidir. Şöyle bir baktığımda net bir şekilde söyleyebilirim, bu adam hiç de zeki değildir. Saf ve tertemiz bir tutku ruhunu ele geçirmiştir daha en başından. Bu yüzden 2014 yılında öldüğünde çok az sanatçı için gözünden yaş düşüren ben, bırakınız düşsünler, bırakınız aksınlar demiştir. Yo hayır, bu pek duygusal bir yazı değildir. Bir başka yazıya bırakırız melankolik havayı, şimdi heyecanlı ifadeye kavuşmalı. Patlamalar, soul ruhunun şamatalı hali…

Manik hallenmelerinden biri sırasında Joe Cocker. Woodstock konserinde “Air Guitar” çalıyor.

Bir çok soul şarkısına yazı yazmıştım: Disco müziğini soul ile harmanlayan Gloria Gaynor örneğin, ya da, modern soul olarak anılan Seal ile ilgili yazım. Bu türlerden farkı açıktır; deneyin bir yandan, göreceksiniz. Fakat Simply Red ile yakın bir alakaları var. Bu alaka 80’lerin ikinci yarısından geliyor olmalı. 1987 yılında çıkan “The River’s Rising” şarkısı rock yoğunluğunu taşıyor bünyesinde. Simply Red de 1985 yılında kurulduğunda tam olarak böyle bir enerjiyle ortaya çıkmıştı. Ama şunu söyleyebilirim, Joe Cocker sadece rock soul diyeceğimiz bir tarz ile kendini ifade etmiyor. Bu koca adam 60’ların başından bu yana müziğini yapıyor ve türlü şarkının kendince yorumunu söylüyor. Ayrıca unutmayalım, Joe Cocker blues yönü kuvvetli bir 68 kuşağı psychedelic rock mezunu. Bu okulun diploması Woodstock 69’da verilir. O da Woodstock konserinde görevini hakkıyla yerine getirmiştir. Dönemin rock dilini soul ruhuyla harmanlayarak konserde The Beatles’ın ünlü şarkısı “With a Little Help from My Friends”i bir marş haline getirmiştir.

1987 Unchain My Heart Albüm Kapağı. Rivers Rising şarkısı bu albümde yer bulmuştu.

River’s Rising şarkısına dönersek, şunu söyleyebilirim. Bu şarkı orta düzey bir Joe Cocker severin bileceği kadar önde şarkılarından değil. İşte tam bu yüzden orta yere bu şarkıyı koyayım dedim. Kör göze parmak, Joe abimde daha neler var diyeyim dedim. Joe Cocker şarkısıdır. kendi yazmamıştır ama olsun, bir uyarlama değildir. Uyarlamalarla kolaya kaçtığını söyleyenlere “bi’ ötede oyna sen kardeşim” dedim böylece. Böyle hararet ve tutku bir başlıkta ancak bu kadar net tarif edilir: The river’s rising / Take me to the top. Basit ve adamı kökünden söküp akıntıya bırakıyor. Nehir taşıyor / Zirveye çıkar beni. Üstüne bir deli Joe Cocker çığlığı… Sonra bırak kendini, bedenin ordan oraya vurur, döver kendini.

Soul müziğinde iki şey çok kıymetli: ritim ve tutku, yani ruh. Kısacası sıradan biri çıkıp o piti piti şeklinde soul tarzına uygun şeyler yazamaz. Yaşanmışlıklar ve kişinin özüne dair bir tercih seni soula getirir. Sen soulu değil soul seni seçer, sen de minnet borcunu günde beş vakit soul dinleyerek ödersin. Ama soul fazla dinlenecek bir müzik değil, Kuzey Soul diye ad verdiğimiz şimdilerin popüler ismi John Newman yazısında belirtmiştim, yorucu. Taşkın. Enerjini çift motor kullandığın bir tür. Şekerin bitebilir, vücudun birden tükenebilir, dikkat. Bir günde fazla miktar soul tehlikelidir. Azı çoğu belirlemek ise senin bileceğin iştir.

Her gün soul kullanman, uygun dozda kalman dileğiyle…

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol