Soul’un Ritmi Adına (Seal – Bring It On)

Seal’ın ikinci albümünde giriş şarkısı olan “Bring It On” nedense diğer Seal şarkıları kadar ön planda olmamıştır. Buna rağmen ritmindeki bu güçlü tansiyonu bir başka şarkısında da yakalayamamıştır. Bass vuruşlarındaki güce ve ritmin bir soul parçası olduğunun kanıtı akışına bakın, yükselişlerdeki Seal’ın çatallaşan sesinde müziğin zirveyi zorlayışına kaptırın kendinizi. İşte Soul müziğin modern bir yansıması… Soul asla olağanla, düzeyli bir ilişkiyle yetinmez. Aşırıdadır onun gözü, aşkın olandadır, ani patlamalardadır. Ama daha çok, daimi patlamalardadır. Müzik bir soul müzik oluşunu aslında ilahi duruşunda bulur ve aslında müzik sadece kutsalda kimliğini bulur. Kutsala atıfta bulunan müzikse anlamdan sıyrılır ve kelimeler zaman zaman kemiğini yitirir ve kimlikler üstü kimlikte kendince anlamlar üretir. İşte Soul… ve işte Seal’ın 1994’te çıkardığı ikinci albümü. Tek kelimeyle söylenebilir ki, ilk albümünü de dahil edersek Seal 1994 albümünden ileri gidememiştir. Ama bu ikinci albümün olağanüstülüğünden kaynaklanır, sınırları zorlayan bir albümdür bu, ve “Bring It On”…

Bir Gloria Gaynor şarkısına bakın veya sımsıcak Simply Red klasiği olan It’s Only Love efsanesine. Soul tek sözle anlatır derdini, “ritim.” Güçlü ve taşkın hamlelerin akışı yönlendirdiği vurdular ve kırdılar… Bu işin üstadlarından, Soul müzik ile ismini birleştirmiş James Brown’dan bir yorum konuyu en açık şekilde ifade eder: bass davuldur, gitar davuldur, saksafon ve bilahare akla gelecek her enstruman davuldur ve davulsa tek bir şey için varlığına gaye bulur: ritim… aslında bu soul değil özünde müziğin varlıkta ve yoklukta ufkudur. Bring It On müziğe giriş adımıdır belki bunun için, müziğin “ruhu”na bir rehberdir. Dolayısıyla bir liste oluşacaksa, ilk olmayı hak edendir.

Müzik ruhta bir olma ve oldurma çabasıdır, bunu bass ritminin vahşileştiği ve Seal’ın fazlaca romantik sesinin çatallaştığı noktada görürüz. Bu yükseliş bir şeyler inşa eder, bir ol emridir vücuda. Yükselen ve sonrasında elektrogitarla ifade edilen tekerlemelerse, dilin çaresizce o yüksekten aldığı ilhamı kelimelere dökme çabasıdır. Ve başarısızdır, dil başaramaz bunu, başı döner sadece ve bir aşık kadar çaresizce hislerini anlatır. Anlattığını sanır…
Ve kelimeler önemsiz,
Geriye sadece müzik kalır.

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol