İntibah

Türk edebiyatının fikri yönünün değişmesinde ilham kaynağı olan ve vatan şairi olarak anılan Namık Kemal, yaşadığı dönemde sergilediği duruş nedeniyle sürgün yemiş ve sürgün yıllarında İntibah romanını kaleme almıştır. Romantizm akımının etkisinde yazılan İntibah romanı, Türk edebiyatının ilk edebi romanı kabul edilmektedir.

Tanzimat Dönemi ile beraber başlayan sosyo-ekonomik değişim edebiyatta da kendini göstermektedir. Hatta Namık Kemal bu dönemde birbirinden farklı türlerde verdiği eserler ile değişimlere destek olmuştur. Sanatı topluma ulaşmakta bir araç olarak gören Namık Kemal, eserlerini bu çerçevede kurgulamıştır. İntibah romanında da ana karakter Ali Bey, ideal görünümlü bir karakterdir. İyi eğitim almış, hayat tecrübesi yetersiz biridir. Eserlerinde kendi düşüncelerini karakterleri vasıtasıyla okuyucuya aktarma amacı güden Namık Kemal, İntibah romanında başta Ali Bey olmak üzere, karakterleriyle bir mesaj vermekte ve eleştiride bulunmaktadır.

Romanın Özeti

İntibah romanında Ali Bey zengin bir ailenin yirmili yaşlardaki oğludur. Bir gün Çamlıca’da yaptığı gezinti sırasında tanıştığı Mahpeyker’e görür görmez âşık olur. Ali Bey’in temiz duygularla bağlandığı Mahpeyker özünde iyi biri değildir. Kirli bir geçmişi olduğu gibi, zayıf bir karaktere de sahiptir. Ancak Ali Bey bunların farkına varamaz. Mahpeyker’e duyduğu aşk, gözlerine bir perde gibi inmiştir. Bu ilişki zamanla Ali Bey’in özünden kopmasına, evini ve işini aksatmasına neden olur. Öyle ki eve gitmediği akşamlar bile olur. Ali Bey’in annesi Fatma Hanım bu durumun üzerine oğlunun dikkatini başka yöne çekmek ve onu bir sokak kadını olan Mahpeyker’den kurtarmak için bir plan yapar. Eve Dilâşub adında genç ve güzel bir cariye almıştır. Dilâşub’un yüzü kadar ahlakı da güzeldir. Başlarda Dilâşub’un farkına bile varmayan Ali Bey, bir tesadüf sonucu Mahpeyker’in nasıl biri olduğunu öğrenince büyük bir sarsıntı yaşar ve Fatma Hanım bu sarsıntıyı fırsat bilerek Dilâşub’un Ali Bey tarafından fark edilmesini sağlar. Çoktandır Ali Bey’e âşık olan Dilâşub aşkına karşılık bulmuş olur. Evlilik hazırlıkları başlamışken kapısı çalınmaz olan Mahpeyker olanları öğrenir ve intikam almak için kollarını sıvar. Bu plan bir felaket dizisini getirecektir. Dilâşub’a aracılarla iftiralar atan Mahpeyker, zaten güçlü olmayan bağı koparır ve Ali Bey, Dilâşub’u evden kovar. Dilâşub’tan kurtulan Mahpeyker hırsından hiçbir şey kaybetmemiştir. Ali Bey’i öldürmeyi amaçlayarak yeni bir plan yapmıştır. Evden kovulmasıyla kötü yola düşen Dilâşub bu plandan haberdar olur ve Ali Bey’i önceden uyararak kurtulmasını sağlar. Mekandan apar topar kaçarak kurtulan Ali Bey paltosunu unutmuştur. Eski aşkının paltosuna sarılarak huzur içinde yatağa giren Dilâşub, karanlıkta yalnızca bir erkek paltosu seçebilen katil tarafından Ali Bey sanılarak öldürülür. Yanında polislerle mekana dönen Ali Bey, Dilâşub’u kanlar içinde yatarken görünce cinnet geçirerek eline geçirdiği bıçakla Mahpeyker’i delik deşik eder ve hapse düşer. Romanın sonunda her şeyini kaybetmiş, benliğinden uzaklaşmış, zavallı bir insan olarak son nefesini verir.

İntibah romanı trajik bir aşk üçgeni etrafında sosyal konulara temas eden bir romandır. Dağılmış bir aile yapısının altında kalan kayıp bireyin hazin hikâyesi olan İntibah’ta kadının sosyal hayattaki konumu ve maruz kaldığı eşitsizlikler, ideal olanla karşıt olanın çatışması ve ahlaki değerlerin ortaya çıkardığı ötekileştirme kimsenin memnun olmadığı bir sonu getirmiştir.

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol