bir ufak basamak sonrası adım ve dahası adımlar kendini katlayarak
kendine koşar adımlar gün ateşini yakarak
bir acele ritm yalınayak ve dahası çırpınarak
içten doğar bu yükselti,
tiz bir haz doğar yalınayak
içten doğar bu haz nöbeti

Güneyli Rock’n Roll’u diye dillendirilen, sebepsiz ve sadece yaşama sevinciyle dolan bir melodi. Widespread Panic bir güneyli gibi sert içer ve yürüyüşe sorar kendisini. Çalışkandır güneyli, bir o kadar keyifli… Toprağın tenine dokunur ve üç beş kademe birden göğe yükselir bırakır kendini.

Günü ve saati belli olmayan, mekansız bir yürüyüşün patavatsızlığı bu. Sözler bulamaç, dizeler çözülmüş ve dokunuşlar biçim bulmamış rüzgarın vurgusu. Arayış değil bu hızlı adımlar, eksikten ziyade fazlanın anlatısı. Bir doğuşun, yokluktan fazlasıyla oluşun simgesidir bu piyano vuruşu. Gitarın ulu yordamını sunuşu ise oluştaki anlık parlamanın ifadesidir. Adımlar zaten çokça hızlı derken bir anda tutuşur müzik. Dahili bir müdahaleye gerek yok, desteğe veya bir üstün elden medet beklemeye lüzum da yoktur. Tutuşan müzik, içten doğan bir haz nöbetidir, tanenin basitçe, akış içinde ve her defasında döngüsünü kırarak hayat vermesidir.

Widespread Panic diğer Güneyli Birleşik Devletler grupları gibi tarlanın, dağın, taşın ve ırmak dolu akışın çocuğudur. Melodik yoğunluğun karmaşasında yüceliği hissetmemek elde değil, baharın bereketli harmanının uyum bulması ve müzik olması engellenemez bir mevsim döngüsü. Güneyliler doğanın büyüklüğünü iliklerince hissederek büyürler, güneyliler işte bu yüzden tende bilinçüstü irkilmelerle, metafizik yönelimlerle daima yüce olandan beslenirler. Müzik onların elinde bir doğa olayıdır, müzik onlarda hissin doğal ve tepeden inme halidir. Müzik ellerinde bir dini ritüel, Cuma, Cumartesi, Pazar ayinidir. Hayatın ta kendisidir…

Hayat sorun ya da çözüm üretmez, an kırılmasına teslim olmuş şuh bir istektir. Hayat, tutuk ve kalburu çıkmış geometriyle ölçülmez, oluşun içte devinim bulmuş sesidir. Devinim olmuş bir ruhun esrik ve kaygan iç geçirmesidir. Hayat içten geldiğincedir ve çeşitlenir. Kah dede sallantısı sedirde, kah bebek cıvıltısı sandıkta, çeşitlidir. Ölür kimi zaman yastıkta, Eşeyli ürer balçıkta bakmışsın. Kararsız bir küfür gibi çağıldamış kulakta bakmışsın ve iyi hissetmişsin.

Ve bir bakmışsın aynı hayat, kumsal kenarı bronz tembelliğe saldıracak, kesit kesit oval gözlüğün arkasına vuracak. Sıcağı tuz olacak bu hayatın, yara üstüne bırakacak kendini, beyaz bir yangın gibi yular olacak itham edilen her yazgıya. Çalı gibi yırtıcı suyunu yoz toprağa vuracak, gebe bırakacak tutkuyu.

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol