Yoksunluk (Beirut – Rhineland)

hiçliğe çıkacak kapıya birkaç dokunuş
çözünen solukla bir oluş ve kanda bir yoksun tad
katmerlik tad
eriyik bir oluş.

Bu içten ve kendince samimi müzik aletinin adı ukulele, tanıyın onu. Ukulele küçükçedir ve daima iyi niyetlidir. Ukulele sade sözlüdür, sabaha çıkamaz bir uyku çeker onu.
Bu kader boğumu, niyeti bozuk üflemeli çalgılar, unutun onları desem de çözüm değildir bu. Ölümün düğünü bu gece, sabahı yargılar yığınca hayat ve eğlence, diri bir ölmenin adıdır bu üfleme. Geceyi söndürür bu üfleme…

Melankolik kesintilerden arta kalan bir ritmden zihne düşen yokluk, dinleyin onu. Sonuca ulaşan her dokunuşu birer birer unutalı çok oldu ve tekilden ve yalnızdan ve çekilip koparılmıştan üreyen yoksunluk bir birikinti oldu. Çağrı çağrı yükselen bir delilik bu. Zaten tüy kadar kalıcı her varlık, uçmalık bir izin almayagörsün; tutunamaz umut ve yalnızdan üreyen yoksunluk sunar kendini.  Gece lambasından arınan, evin perdesine dahi uzanamayan ışık kendini bırakır ve yontma putlar yere bırakır kendini; melankoli koca bir parçanı alır ve sunar kendini.

Yitmeyecek tekrarlar başında nöbet olur, hayat çabası ve geçmiş anması ve çarpım tablosu cevabın sonucu aldığın övgü yağması… Yıkıma bir kala yakana tutunur.

Hani geçmiş bir umuttur ya
Sesteki boca tüm yoğunlukları ruhuna doldurur
Bir hevesle çare üretir koro
Geçmiş umutmuş ya hani…
Yıkıma bakan çocukluk aşkı ve yıkıma çıkan tüm yaşantı…
Yalan tüm ünlemler
İşaretler geçmişte kalmış yankı, üzerinde kocamış bir yargı.

Yine de bir yükselti bu üflemeli birikinti
Güneşe yol gösteren bir yıldız falı
Yine de bu umut ruha yamadır
Umutça kalkar sabah
bir teşebbüs sabah
Varolan son bir vira bismillah

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol