kim ölüyor akşam saatlerinde
korku, her yerde bu korku
bu çirkin karanlık kimin
kimin bu havada asılı masumlar gazeli
sokakları soluyorum bir cenaze arabasını
biri yalnızlığını çoğaltıyor kapalı perdelerde
biten bir hikâyede bir ölüyü kucaklayarak soğuyorum
silip atılmıyor birden koyu soğukluğunda gece
alnımı dayadığım yerde al senin olsun diyor tanrı
kendini tekrar eden gelmeyişler, içinde bir usanç
kim uzatır kalbimizi kıyımlara, mevsim yaz, üşüyorum
bütün sokakları yak, hipodrumları, atlar hariç
beyaz gemiler yok artık, saksılarda çiçekler
taşın ötesinden bakmanın sertliği her kalpte
ve her yerde tek kişilik noktasız hikâyeler
anla, hangi taşı aralasan insan alışkanlık
geceye gidense kadim bir yorgun
geceden geliyorum adı anılmayan gölge aramızda
saklasın diye seni kalkıp tüm ışıkları açıyorum
kalbim ezilmiş vişneler gibi anla
bütün yalnızlıklar boşluk yalnızca boşluk
kim bozar büyüyü suya düşen geceyi
sadece insan kutsar gözyaşıyla ölümü
söyle bana gecem ne kaldı ellerimde
ellerine bırakacağım
şimdi hazırlan bensiz serüvenlere diyor
tanrının emriyle açılan geçitlerde
ölüm, kuvvetliyle esen bir rüzgâr
durup bir kediyi okşamalı yarasından
çünkü herkesin içinde kaşınan bir kabuktur aşk
çünkü bugünlerde insanlar da aşklar da
devletlere benziyor kıran kırana
ve insan kendine çekingen bir sese
oysa bir yağmur her şeyi temizleyebilir
ah, inceliğin işçisi aydınlık
gelecek beyaz giysili bahar
ışığa üfleyen yaklaşan son
bak suya giriyor arınmak için insan
gökyüzü uçmak, yeryüzü ölmek için
neticede kirli bir vicdandır insan
bırak dağılsın ucuz gözyaşları
susmak ve her yeniliş biraz sancı
bir kez olsun öfkelen lanetime, öfkelen
ağır bir hasta gibi tak yakana yasımı
gizemli kılıçlardan geçen masumiyetle
biraz yaklaş bölücü ateşiyle geçerken
çamların içinden, kayısı ağaçlarından yıkım
kim bilir ölüm kim, kalan kim
sarılacak kimse yok yalnızlıktan başka
– Sanat kavramına odaklandığınızda, zihninizde beliren ilk cümleler nelerdir?
–Klasik olacak ama sanatın bana ilk çağrıştırdığı cümle; özgürlüğe açılan mavi bir kapıdan geçmektir. Duyuların zamanda ve mekanda yer değişimidir. Bilmektir, okumaktır, dokunmaktır, seyahat etmektir, bakmakla görmenin farkıdır. Sanat, kendinden çıkıp uzaklaşmaktır. Kendine bile uzaktan bakabilmektir. Sanat, kendi içinde domino taşlarına benzer. Hepsi birbirini etkileyerek eyleme geçirir.
– Sanat kavramına bakışınız, eserlerinize yansıyor mu? Yoksa ürünleriniz, düşünsel olmaktan ziyade içsel ve anlık yansımalarınız mı?
-Tüm yıkıcı düşüncelerimle yansıttığımı düşünüyorum. Farklı bir yerden bakmaya çalışıyorum daima ama bir yanım hâlâ gelenekselci. Bu yaşantımı işgal eden, çocukluktan gelme bilinçaltı ile ilgili ama yine de süregelen toplumsal ahlak görüşünü aşıyorum. Kurallar, gelenek görenekten gelen davranış, söyleyiş modelini çiyneyip geçiyorum. Bazen geleneklere sıkı sıkı bağlı buluyorum kendimi: içinde insanca duygular barındıran, yaşanmışlık, görmüşlük, vefa, paylaşım, empati, sevgiyle dokunma güdüleri ile. Hem düşünsel, sorgulayıcı, içsel dürtüler hem de anlık yaşamdan kopardıklarımdan oluşuyor. Kurgu olarak masa başına oturduğum görülmemiştir. Bir polisiye romana başlarken bile yaşamımda şahit oduğum insanların başına gelenlerden yola çıkıyorum. Gerçeklikten kopmadan bir yandan da kendi iç dünyamda oluşan görüntülerle geliştiriyorum olayları. Yazarken kendimi karakterlerin yerine koyarak bilgisayarın başında onlar adına konuşarak yazıyorum. Ortaya çıkan eserlerin içinde gerçek yaşam öyküleri olmuştur hep.
– Sanat adına neler gerçekleştirdiniz, neler gerçekleştirmek istersiniz?Gelecekte çıkarmak istediğiniz ürünler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
-Kırk üç yaşında yeniden sanata başlama şansım oldu. Beş şiir, iki roman kitabım var somut olarak şu an. Üçüncü romanım basılmak üzere yayınevinde. Öykü ve denemelerim bazı edebiyat dergilerinde yayımlandı. Amatör olarak uzun ve kısa metraj senaryolar yazıyorum. Küçük yaşta başladığım yazma eylemine koşullar gereği devam edemedim. Eğer devam edebilseydim sanat alanında resim, müzik, sinema ile kendimi donatmak isterdim. Hepsiyle iç içe olsam da her birinin temeline inip alt yapısını oluşturmanız gerek. Geç yaşta başlamanın dezavantajı, herkes noktayı koymuşken sizin hâlâ virgülle uğraşmanız gibi bir şey. Üç sıfır yenik başlıyorsunuz yani. Çünkü sanat dünyasında, acı bir gerçek, sonradan gelme diye bir şey var. Yine de hem üniversite, hem okuma hem de her alanda okuyup yazmayı, gezip görerek, karşıma çıkan her insanı dikkate alarak duyularımı aktif tutarak bir şeyler yapmaya devam ediyorum. Gelecekte… Fazla zamanım var mı bilemedim. Neredeyse yarım asıra yaklaşıyorum. Hele de ülkemizde kadınların ölüm yaş ortalamasını düşünürsek… Mistisizm ile ilgili derin çalışmalar yapmak isterdim. Çünkü ben tek bir sanat türü ile ilgilenecek biri değilim.
Neval Savak, 1973 yılı İzmir doğumlu. Öğrenimini burada tamamladı.
Siyah Avuntu, Saklıçöl, Tenuçumu, Denize Doğru Gül, Bir Bıçak Reveransı adlı şiir kitapları; Anneyle Kızı ve Işığın Peşinde adlı romanları var.
Şiirleri; Şiiristan, Silgi, Sakız Fanzin, Meyus, Nif Sanat, Eliz, Yaşam Sanat, Caz Kedisi, Kıyı, Tomolos Edebiyat, Sunak, Dikili Ekin, Şiiri Özlüyorum, Patika, Lacivert, Absent, Şehir, Lirik, Kurşun Kalem, Edebiyatist, İmge, Diogen Pro Kultura, Kıyıdili, Üvercinka, Hayal, Varlık, Babylon Şiir Kenti, Kanon 2010, Veronika, Modern Poetry in Translation dergilerinde, öyküleri; Koza Düşünce, Kurşun Kalem, Hayal, Endiku Edebiyat dergilerinde yayınlandı.
Söyleşileri; Yeni e, Şiiri Özlüyorum, Kurşun Kalem dergilerinde deneme olarak da Hayal ve Üvercinka dergilerinde yayımlandı.
OPA ANTHOLOGY of Spiritual Poetry Çağdaş Dünya Şiirleri Antolojisinde şiirleri yer aldı. Kirpi Edebiyat, Kaybolan Defterler, Karakedi, SonGemi, Komplike Dergi internet sitelerinde yayımlandı. 2018 yılında yayımlanan Hüseyin Tezkiresi’nde yer aldı. Turkısh Lıterature And Art web sitesinde iki şiiri ingilizceye çevrilerek yayımlandı. Karabük Bölgenin Sesi, Eskişehir Sonhaber, Telgraf gazetelerinde şiirleri yayımlanmıştır. Bazı şiirleri bestelenmiştir. Nif Sanat Dergisi yayın kurulundadır.
“5. Ulusal ve Uluslararası “Galateo Kenti” Nesir ve Şiir Yarışması’nın (Premio Nazionale ed Internazionale di Poesia e Prosa ‘Città Del Galateo’) ‘’red’’ (kırmızı) adlı şiiri ile bölümünün birincilerinden olmuştur. “6. Ulusal ve Uluslararası “Galateo Kenti” Nesir ve Şiir Yarışması”nın (Premio Nazionale ed Internazionale di Poesia e Prosa ‘Città Del Galateo’) ‘’İf Fuoco Di Spogliarsi Dalla Terra’’ (Ateşin Coğrafyası) adlı şiiri onur ödülü almıştır. Bornova Belediyesi Şiir Yarışması’nda ‘’Turuncu Kentin Senfonisi’’ şiiri yayımlanmaya değer görülmüştür. 10. Eskişehir Yunus Emre Şiir Yarışması’nda üçüncülüğe değer görülmüştür.