Nitelikli, bilgi içeriği yüksek, akademik ya da yorum içeren kapsamlı yazılar… Bu başlık altında kıymetli yazarların ve akademisyenlerin özel, kısa ya da uzun, alana özgü metinlerini bir arada bulabileceksiniz. Fihrist olarak idealist bir bakış açısıyla nitelikli metinler ortaya koyma arzusundayız. Dolayısıyla, bu başlık, sizler için geniş bir arşiv oluşturma niyetinin ürünü. Yararlanmanız dileğiyle…

İki Dilli Çocuklar

Günümüz insanları, gelişen teknolojinin kazanımlarından biri olarak, dünyayla iletişimlerinde oldukça fazla imkana sahipler. Teknoloji, mesafeleri aradan kaldırdıkça insanların farklı dillerle teması, dolayısıyla yabancı dillere gösterilen ilgi ve verilen önem artıyor.

Bugün, iki dillilik olarak isimlendirilen durum, her zamankinden daha yaygın. Açıklaması basit bir kavram gibi görünse de, iki dilliliğin herkesçe kabul edilen net bir tanımı yok. Bazı araştırmacılar, iki dilliliği maksimalist bir yaklaşımla “iki dile de ana dili gibi hakim olma” diye tanımlarken; bazıları, esnek davranarak minimalist bir yaklaşım benimsemiş ve “farklı dil becerilerinin herhangi birinin minimum yeterlikte konuşulması” olarak tanımlamışlardır. Fakat, kesin olan şu ki, iki dilli bireyler homojen bir grup oluşturmuyor. Dillerin öğrenildiği yaş, koşullar, kullanım sıklığı gibi özellikler, bireyler arasında farklılık gösteriyor. Bu çeşitlilik ise, iki dilliliği tanımlamayı, net bir şekilde alt gruplara ayırmayı ve dolayısıyla araştırmayı zorlaştırıyor.

İki dillilik (bilingualism) denince genellikle akla gelen “bireyin iki dile doğuştan maruz kalması” durumu, bu çeşitliliklerden yalnızca bir tanesi ve “simultaneous bilingualism”  yani, iki dilin eş zamanlı olarak edinilmesi şeklinde ifade ediliyor. Bir dili edinmek ve bir dili öğrenmek, ilk duyuşta aynı gibi gelse de, birbirinden farklı kavramlardır. Dil edinmek, kendiliğinden gerçekleşir ve sistemli bir öğrenme-öğretme süreci yoktur. Dil öğrenmek ise bireyin bilinçli çabasıyla olur. İkinci bir dil öğrenilebilir, fakat eş zamanlı iki dilli bireyler, bebeklikten itibaren iki dili de sistemli bir çaba olmadan edinen kişilerdir.

İki dilin eş zamanlı edinilmesi üzerine yapılan ilk çalışmalardan öne çıkan ikisi, dilbilimci babaların kendi çocuklarını inceledikleri çalışmalardır. Bunlardan ilki, Fransız Jules Ronjat’ın oğluyla yaptığı çalışmadır (1913). Evde “bir kişi-bir dil” olarak bilinen bir ortam oluşturulmuş, baba sadece Fransızca, anne ise sadece Almanca konuşmuştur. Ronjat bu ortamda oğlu Louis’i 4 yaş 10 aylık olana kadar gözlemlemiş ve iki dili eş zamanlı edinmesinin, çocuğun genel gelişime olumsuz bir etkisi olmadığı sonucuna varmıştır. Ayrıca Ronjat, dillerin gelişiminin paralel ilerlediğini ve iki dil zaman zaman karıştırılsa da, oğlu büyüdükçe bu durumun yok olduğunu belirtmiştir. Çalışmanın bir diğer çıkarımı, iki dilli ortamın çocuklarda dilin soyut bir kavram olarak gelişmesine katkı sağladığı olmuştur. Werner Leopold’a ait ikinci çalışmada, Leopold’un iki çocuğunun olması, ona iki dilin eş zamanlı edinilmesini Ronjat’ınkinden farklı şekilde ele alma imkanı sunmuştur. İki kızını Almanca-İngilizce konuşulan bir ortamda izlemiş ve dil gelişimlerini karşılaştırabilmiştir. Leopold, çocukların gelişim süreçlerinde, iki dilden birinde baskın olma durumlarının, bulundukları ortama ve yaşa göre değişiklik gösterdiği sonucuna varmıştır. Üç yaşından önce çocukların dilleri ayırt edebildiklerini ve bunun dikkat üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu belirtmiş ve Ronjat gibi, iki dilin eş zamanlı edinilmesinin bireye bir zararı olmadığını savunmuştur.  

John MacNamara, eş zamanlı iki dilli bireylerin dil gelişimi üzerine yaptığı çalışmada (1966), bu bireylerin, dil kavramını tek dilli bireyler gibi algılayamadığı sonucuna ulaşmış ve eş zamanlı iki dilli bireylerde, tek dillilere göre bariz bir kelime bilgisi yetersizliği olduğunu gözlemlemiştir. MacNamara’ya göre, bu yetersizliğin sebeplerinden biri, -kültür ve dilin birbirini besleyen kavramlar olduğu düşünüldüğünde- eş zamanlı iki dillilerin, dil edinimi sürecinde aynı anda iki kültürün de içinde bulunamayışıdır. Bir diğer sebep, dil edinme sürelerinin iki dilli bireylerde, tek dilli bireylere göre daha kısa olmasıdır. Yani, sebep; tek dilli bireyin edinmekte olduğu dile maruz kaldığı sürenin, eş zamanlı iki dil edinenlerde bölünüyor olmasıdır. Ayrıca, çocuğun edindiği dillerden birinin, ebeveynlerin anadili olmaması ve/veya ebeveynin yetersiz kalması gibi durumlar da MacNamara’ya göre, bu yetersizliğin diğer sebeplerindendir.

Virginia Volterra ve Trauta Taeschner, iki dilin eş zamanlı edinimini üç aşamayla açıklamıştır (1978). İlk aşamada, çocukların iki dili tamamen karıştırdıklarını ve iki dil için de tek bir sözcüksel sistem kullandıklarını savunmuşlardır. Çocuklar, zaman geçtikçe iki dili ayrıştırmaya başlamakta ve bu süreç, ikinci aşamayı başlatmaktadır. Volterra ve Taeschner’a göre, ikinci aşamada, sözcüksel sistem ayırılıp iki dil için ayrı birer sistem oluşturulsa da, hala tek dile ait söz dizim kuralları uygulanmaktadır. Çocuklar nihayet iki dili bütünüyle ayırdıkları zaman, üçüncü aşamaya geçerek artık bağımsız iki dil bilgisi sistemine sahip olmaktadırlar.

Son yıllarda yapılan çalışmalar, iki dili eş zamanlı edinen çocukların yaşadığı sürecin, niteliksel olarak, tek dilli ortamda büyüyen çocuklarınkinden çok da farklı olmadığını göstermiştir. Eş zamanlı iki dilli çocuklar, tek dilli çocuklar gibi, dil girdisine çok dikkat ederek, bunun konuşan kişiye, duruma ve yere göre değişiklik gösterdiğinin farkındadırlar. Araştırmacılar, eş zamanlı iki dilli çocukların da tek dilli çocuklar gibi, yaklaşık bir yaş civarında konuşmaya başladıklarını, çevrelerindeki insanları taklit ettiklerini ve aynı yeterlilik düzeyine erişebildiklerini, fakat dil gelişim sürecinde tek dilli çocuklara göre daha fazla seçenekleri olduğu için diller arasında geçişler yaptıklarını belirtmiştir.

Kanadalı psikolog Ellen Bialystok, eş zamanlı iki dilli çocukların söz dizimsel ve ses bilgisel gelişimlerinin tek dilli çocuklarla aynı olduğunu, fakat kelime bilgisi gelişiminde bunu söylemenin pek mümkün olmadığını savunmuştur (2001). Kelime bilgisi gelişiminde bireysel farklılıkların çok olduğunu ve gelişimin çocuğun çevreye verdiği yanıtlarla desteklendiğini belirterek, ayrı ortamlarda yetişen iki dilli çocukların kelime dağarcıklarının nicelik ve nitelik açısından farklı olabileceğini söylemiştir. Bialystok’a göre, iki dilli çocuklarda söz dizimsel ve ses bilgisel gelişim, tek dilli çocuklarla aynı şekilde ilerlerken, kelime bilgisi gelişiminde farklılıklar görülmesinin sebebi, kelime bilgisinin öğrenmeye dayalı olmasıdır. Yani, çocuk söz dizim ve ses bilgisel gelişimini dillere maruz kalarak ilerletirken, kelime bilgisi gelişimi çevreye bağlıdır ve kısıtlı bir çabayla desteklenir. Bialystok, söz dizimi gelişiminin iki dilli ve tek dilli çocuklarda aynı ilerlediğini savunsa da, karşıt görüşlere rastlamak da mümkün. Natascha Müller gibi bazı araştırmacılar, dillerden birinin diğerini etkilediğini savunmuşlardır. Müller, çeşitli dilleri öğrenen iki dilli çocuklarla yaptığı çalışmada, çocukların söz dizimi kolay olan dilin kurallarını diğer dile aktararak kullandıklarını görmüştür (1998).

Çocuklar, dil edinirken tek dilli veya iki dilli bir ortamda büyümeleri fark yaratmaksızın, kategorik bir zihin dünyası oluştururlar ve bu zihin dünyasının gelişimi, dilin gelişimiyle paralel bir ilerleme gösterir. Sadece, eş zamanlı iki dil edinen çocukların iki dili de, sistemlerini birbirinden tamamen ayırarak kullanmaya başlaması, tek dilli ortamda büyüyen bir çocuğunkine kıyasla daha uzun zaman alır. Fakat, iki dilin de sistemi oturduğunda, zihinde herhangi bir sıkıntı kalmaz, hatta kelime ve dolayısıyla kültür haznesinin genişliği çocuk için bir artı olur.

Nitelikli, bilgi içeriği yüksek, akademik ya da yorum içeren kapsamlı yazılar… Bu başlık altında kıymetli yazarların ve akademisyenlerin özel, kısa ya da uzun, alana özgü metinlerini bir arada bulabileceksiniz. Fihrist olarak idealist bir bakış açısıyla nitelikli metinler ortaya koyma arzusundayız. Dolayısıyla, bu başlık, sizler için geniş bir arşiv oluşturma niyetinin ürünü. Yararlanmanız dileğiyle…

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol