Dönemeç (Deep Purple – You Keep On Moving)

Müzikle aranan yüceden düşüşe işarettir 1975 yılı, bir kopuşu gösterir bize. Deep Purple bir konserde toplanabilecek en yüksek kalabalığı toplayacak denli geniş kitlelere ulaşmış, her albümüyle kendini bir daha aşmış ve tuz buz olup dağılmaktadır. “You Keep On Moving” koca devin, gerçek Deep Purple’ın son albümündeki son parçasıdır. Gitardaki buğuyu dinleriz arkada, yoğunca söyler müziğini, işte o gitar Tommy Bolin’in elindedir ve tahminen damarlarında yığınca “madde” ve türevi gezmektedir.

1975 yılı binlerce kopuştan birini gösterir bize aslında. Asrın en büyük müzik atılımının yıkımına işarettir bu düşüş. Ama biliriz ki bir yıkım binler inşa eder türevini katar müziğe, ve müzik asla kaybetmez, daima yükselir… Yine de bu derinden ilerleyen ton, You Keep On Moving,  bir ağıttır müziğin hak tonu aşkınlık arayışıyla yoğrulduğu günlere…

Tommy Bolin ölür 1976’da; aşırı dozda eroin, alkol ve diğer birkaç uyaranla birleştiğinde 25 yaştan fazlasını göremez. Ne kadar manidar, dönem Psychedelic Rock diye anılmıştır. 4 yıl önce Jim Morrison müziğe giden kapıları açtığını, aşkınlığı bulduğunu iddia ettiği maddelerde sonu bulmuştur. 1 yıl daha öncesinde Jimi Hendrix kaybeder, 10 yıl sonrasında ise John Bonham’ın ölümü Led Zeppelin’i ezer geçer… Diğer büyükler ise küçük bir şans eseri devam eder, herkes ama herkes bu aracı unsurda bulduğunu sanır amacı. Müzik için, müzikle ulaştıkları aşkınlık kapılarında, müziklerinden olurlar. Psychedelic dönemde bunlar olağandır.

Sadece müzik neye yetmezdi ki, sadece sakin iki ritmik vuruş ve devrik gitar solosuna dokunuş, orgun hiç uğraştırmadan hamle hamle yukarıya çağrısı, vokallerin çatallı çeşitlemelerle yükselişi… neye yetmezdi sadece müzik, aracı olsun girift dehlizlere, taşkın gerçeklere…

Yetmişli yılların ortalarında seksenlere dek bu yıkım sürer, müzik adi bir çırpınışın kurbanı olur, müzik 1920lerden bu yana yükselişini sürdürdüğü yoğun tansiyonunda, çiçek çocukların ellerinde yoz olur, çer çöp olur… soul’un ağır aksak ifadesini dinleyin, diri hard rock ritminde dikiliyor ayağa, ve kalktığında ise buruk bir sesleniş, bir ağıt bu, ve biraz da umut dilenişi uzaklara. Dönemi yaşayan bir müzik insanı olsak, “rock n roll’da yükselen blues ve soul, bedende bir oldu ve ani bir yoksunluk nöbetiyle köksüz kaldı, ölüm oldu” derdik, müziğin gidişi canımızı acıtırdı.

Ama yine de dönemin müzik aşığı olarak, rifflerin kendince ayaklanmasına bakar gönlümüzce kabarırdık. İçe doğan canlının büyümesine ve bir umut olmasına kanardık. Gecenin katranında sarımtrak bir sıcak kırmızıya yol olurdu gözlerimiz ve dansın eşiğine adım olurdu adımlarımız. Algı kapılarında değişken haller, bir derviş sallantısı yoğururdu zihnimizde ve umut olurdu bu ölüm. Bu ölüm bilinmeze açılan artı bir başka kapı, bu ölümler yıkılarak üstüste yüce bir başka basamak. Bu ağıt döngüsel bir ritüel, akışın değişkenliğinde yeniden üreyen ve bir başka üreten yol.

Bu düşüş bir başka yüceye işarettir,
Müzikle aranan kapılar vardır bir başka ve daha aşılmamış.

Bülten'e Üye Ol

Fihrist Kitap Çalışmalarından Haberdar Ol